Serzenip mi kendine gelecek yoksa silkenip mi kendine gelecek henüz bilemedi, dolaşıyor...

31 Temmuz 2011 Pazar



yurtdışına çıkacak olmanın tatlı heyecanı


Evett, bir aksilik olmazsa iki hafta sonra yurtdışına çıkacağım. Yıllardır çok istediğim bir şeydi bu. Hele şu yeşil pasaportu bir alayım hemen gideceğim demiştim. Pasaportu alalı 3 ay oldu. Ve gidiyorum. Mutluyum. Kurduğum hayalin gerçek olma olasılığı bende çok düşüktür. Belki makus talihimi yeniyorum diye de seviniyor olabilirim. Çünkü hayatta istediğim şeylere sahip olamamış ve bundan dolayı hep polyannayı oynamak zorunda kalmış biriyim. Umarım bundan sonra herşey çok güzel olur, şeytanın bacağının kımış olurum.


İsveç'e gidiyorum bir aile dostumuza. Ama aramın gayet iyi olduğu, beni sürekli davet eden, hatta orada yaşama fikrini aklıma sokan biri bu kişi. Ben kendimi rahat hissetmezsem orası benim için cehennem azabına döner, bu husus çok önemli benim için. Onun evinde kalacağım, beni o gezdirecek, beraber yiyip içeceğiz. İnsan kendini yurtdışında daha da bir garip hisseder, bana kendimi evimde gibi hissettirmesi lazım. Daha gitmeden bu mevzu beni geriyor. Neyse. 15 günlüğüne gideceğim ve civar ülkeleri de gezeceğiz. Norveç, Fillandiya gibi. Oralar biraz bizim karadenize benziyormuş yeşillik açısından, o yüzden pek yabancılık çekmem. Tek ortak özelliğimiz de bu olmalı. Sosyal sistem ve haklar bakımından biz o ülkenin 5. liginde bile olamayız. Terör orayı da vurdu ama yılda terörün değişik biçimlerine yüzlerce kurban veren bir ülke için bu çok önemli olmasa gerek.


Gezmek için gidiyorum ama belki çok beğenirim ve kalırım. Kim bilir...