Serzenip mi kendine gelecek yoksa silkenip mi kendine gelecek henüz bilemedi, dolaşıyor...

3 Temmuz 2009 Cuma

Kelebek fobim...

Bugün işyerinde odada bir kelebek vardı. Sanırım bir gündüz kelebeği. Ben onu görünce hemen odadan kaçtım, arkadaşlar kovalayıp camdan dışarıya attı. Küçücük bir kelebekten korkulur mu diye sorabilirsiniz? Ben korkarım işte. Beni öyle korkak bir kız sanmayın. En korkulacak hayvanlardan da korkmam. Mesela, fare, köpek, kedi, örümcek vs. Kelebek korkumsa taa çocukluğuma dayanır. Çocukluğuma ve çocukluk yarazmazlıklarıma.
İyi hatırlıyorum, ilkokulu bitirdiğim yazdı. Komşunun küçük çocuklarıyla beraber -en fazla 6-7 yaşlarındalar- gündüz gece kelebeği avına çıkardık. Evlerin, köşe bucağın, merdiven altlarının, balkon altlarının kuytu yerlerine gizlenir bu kelebekler. Gündüz gözleri görmediğinden öyle bir köşeye yapışıverirler. Dolayısıyla yaklaşan tehlikenin farkına varmazlar. Ben ve küçük arkadaşlarım sessizce yaklaşırdık onlara. Ben o zamanda korkardım onlardan ama yine de geri durmazdım. Korkularını zevke dönüştüren bir vampir gibiydim. Benim elimde bir pet şişe ve uzun bir sopa olurdu. Sopayla onları oldukları yerden düşürürdüm, bir taraftan da onların uçup bana gelmesini engellemek için her an kaçmaya hazır şekilde bir ayağım hep geride olurdu. Çocuklarda onları düştükleri yerden elleriyle toplamak görevini üstlenmişlerdi. Toplayıp benim elimdeki pet şişeye koyarlardı. Bu aşamada ben onlara bakamazdım bile. Kapağın sıkıca kapatıldığından emin olduktan sonra pet şişeyi elime alırdım. Kelebekler çoğalınca içeride kavga etmelerini, kaçmaya çalışırken kendilerini şişeye çarpmalarını gözlerimi korkudan kısarak büyük bir zevkle izlerdim. Bu zevki tanımlamam acaip oluyor, zevk biraz da onlara karşı tiksinç bir duyguyu da beraberinde getiriyordu. Çocuklar onları elleyince, ellerine kelebeklerin renkli, tozlu kanatlarından renkler bulaşıyordu. Sanırım bu beni tiksindiriyordu.
Biriktiriyordum şişeleri. Kelebekler ilk yakaladığımızda görmediklerinden ya da korkularından şişeden çıkmaya çalışıyorlardı, oraya buraya çarpıp enerjilerini tüketiyorlardı. Fakat bir gün sonra hepsi ölüyordu. Ben umudumu yitirmiyordum, her gün yeni bir şişe buluyordum, içini yeni kelebeklerle dolduruyordum. Şişeleri yan yana dizmek hoşuma gidiyordu. Kendimi kötü hisstmekle beraber, onların gece uçup üzerime konmasından nefret ettiğim için ya da bence kelebek fobim olduğu için onları başkasına toplatıp şişelere tıkmak işime geliyordu. Böylece köklerini kurutup gece rahatça dışarıda dolaşabilecektim.
Bu kelebeklern bazen xxl boyları olurdu. Onlar bence gece kuşu. Hele de böyle bu boylarından yakaladığımızda ben ortalıkta olmazdım. Sopayla onu bir köşeden düşürmek de çocuklara kalırdı. O kadar tiksiniyordum ve korkuyordum ki eve girip kapının ardından komutları veriyordum. Yakalandığında da kolay kolay şişeye dokunamıyordum. Neme lazım benden intikam almak için şişeyi deler geçer düşüncesiyle şişeye önce uzaktan bakar, kapağının sıkıca kapatıldığından emin olur, sonra tiksine tiksine zorlukla şişeyi elime alırdım. Şişede ufak bir hareket oldu mu kaldırıp fırlatırdım onu. Çocuklar küçük olduğu için bence akılları ermiyordu. O korkunç yaratıklara elleriyle dokunmayı, onları toplamayı oyun sanıyorlardı. Ben onların gösterdiği performansı hep takdir ediyordum. Onlar da küçücük boylarıyla bir iş başarmanın zevkini yaşıyorlardı. Benim korkumla dalga bile geçiyorlardı.
Kelebek korkum işte böyle çocukluğuma dayanır. Şimdi genelde uçan her şeyden korkarım. Çünkü kendimi savunmasız hissederim. Uçup aniden üzerime saldıracak, beni ısıracak diye korkumdan ölesim gelir. Onlara zamanında ettiğim eziyetler gelir aklıma. Ve hep bir gün bunun intikamını alacaklarını düşünürüm. Yani bu benim yaptığım aslında korkumun üzerine gitmek, onu yenmek içindi. Ama yenemedim, eğer onlara dokunabilseydim ve onları şişeye koyan ben olsaydım bu olacaktı ama cesaret edemedim. Fobim ve ben sanırım ölene kadar beraberiz...
(bunun gibi börtü böceğe çok işkence etmişimdir, başka bir yazı da onları da yazarım. Benim tamamen sadist, psikopat, işkenceci biri olduğumu sanacaksınız. Çocukluktan canlarım çocukluktan:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder